|
|
 |
|
genleşme |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Esnek ve Esnek Olmayan Maddeler Kuvvet, uygulandığı maddeler üzerinde çeşitli etkiler yaratır. Bu etkilerden biri de şekil değişikliğidir. Bazı maddeler üzerlerine etki eden kuvvet ortadan kaldırılınca eski şeklini alırken bazıları da eski sekline dönmez, olduğu gibi kalır. İşte üzerlerine etki eden ve şekil değişikliğine yol açan kuvvet ortadan kaldırılınca eski şeklini alan maddelere esnek madde, eski şeklini alamayıp olduğu gibi kalan maddelere de esnek olmayan madde denir. Katıların esnkliği 1-Her maddenin bir esneklik katsayısı vardır. Esneklik, katı maddeler için ayırt edici bir özelliktir. Katı maddelerin esnekliği maddenin cinsine (esneklik katsayısına) doğru orantılı bir şekilde bağlıdır. Kesit alanı ve ilk uzunluğu aynı olan farklı cinsten iki tele eşit büyüklükte fuvvet uygulanırsa tellerin farklı miktarlarda uzadıkları görülür. 2-Katı maddelerin esnekliği, maddeye uygulanan kuvvetle doğru orantılıdır. Kesit alanları ve ilk uzunlukları aynı olan, aynı elementtten yapılmış A ve B tellerinden A' ya F, B' ye 2F kuvveti uygulansın. A telinin boyunda meydana gelen uzama miktarı ΔlA ve B telinin boyunda meydana gelen uzama miktarı ΔlB ise, ΔlB = 2.ΔlA olduğu görülür. 3-Katı maddelerin esnekliği, maddelerin kesit alanına ters orantılı olarak bağlıdır. Aynı elementten yapılmış eşit uzunlukta A ve B tellerinden A'nın kesit alanı S, B'nin kesit alanı 2S olsun. Bu iki tele eşit büyüklükte kuvvetler uygulandığında A telinin boyunda meydana gelen uzama miktarı ΔlA , B telinin boyunda meydana gelen uzama miktarı ΔlB ise, ΔlA = 2.ΔlB olduğu görülür. 4-Katı maddelerin esnekliği, maddelerin ilk uzunluklarına doğru orantılı olarak bağlıdır. Aynı elementten yapılmış, kesit alanları eşit A ve B tellerinden A' nın ilk uzunluğu l , B'nin ilk uzunluğu 2l olsun. Her iki tele eşit büyüklükte kuvvetler uygulandığında A'nın boyunda meydana gelen uzama miktarı ΔlA , B'nin boyunda meydana gelen uzama miktarı ΔlB ise, ΔlA = 2.ΔlB olduğu görülür. Sonuç olarak; α: Maddenin esneklik katsayısı, l : Maddenin ilk uzunluğu, S: Maddenin kesit alanı, F: Uygulanan kuvvet, Δl:Uzama miktarı olmak üzere; yazılabilir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
|
GÜNÜN SORUSU |
|
|
|
|
|
|
Günün birinde bir padişahın kızı evlenecek olmuş. Düğün hazırlıkları sırasında Padişah Vezirini çağırıp kızının çeyizi için altın yaptırmasını istemiş.
Ama 10 tane kuyumcudan 10'ar gramlık 10 adet altın yaptırmasını istemiş.
Bir süre sonra kuyumcular altınları hazırlayarak sarayda toplanmışlar. Fakat habercilerden biri, bir kuyumcunun altınaları 1'er gram eksik hazırladığını Padişaha ispiyonlamış. Bunu duyan Padişah sinirlenerek Vezirini yanına çağırmış.
Vezir bu ne rezalet demiş, bu rezaleti temizlemen için seni bi testten geçirecem demiş.
Vezire bir tane tartı vermiş ve demiş ki sadece 1 kez tartma hakkın var ya hile yapan kuyumcuyu bulursun ya da kelle demiş.
|
|
|
|
|
|
 |
|
İYİMSER OLMAK |
|
|
|
|
|
|
Hastahanenin bir koğuşunda üç kötürüm bulunuyordu.Bunlardan
koğuşa ilk gelen pencerenin önüne,ikincisi ortaya,üçüncüsü ise kapı
kenarına yatırılmıştı.
Ortadaki hasta iyimser bir adam olduğu için,neşeli konuşmalarıy-
la ötekileri eğlendiriyor ve kederlerini azaltmaya çalışıyordu.
Soğuk bir kış gecesi,pencerenin yanındaki hasta öldü.Onu kaldırdık-
tan sonra ortadaki hastayı pencerenin önüne,kapının yanındakinide
ortaya yatırarak,boşalan yere yeni bir hasta getirdiler.
Pencerenin önüne alınan iyimser hasta,dışarıda gördüklerini anlatmaya
başladı.
Yol kenarındaki parkı,dev çınar ağaçlarını,cıvıldaşan kuşları
işlerine koşan insanları,neşeli çocukları ve karşı dağlardaki çiçek
dolu tarlaları uzun uzun anlatarak,çaresiz durumdaki arkadaşlarını
rahatlatıyordu.Adam kısa bir süre sonra,gelip geçenlere isimler tak-
maya başladı.Öteki hastalar,artık sabah işe gidenlerin,seyyar satıcı-
ların ve akşam vakti yorgun argın eve dönenlerin öykülerini dinleye
dinleye,onları gözleri önünde canlandırıyordu.
Kısa bir süre sonra hastahanenin ruha ağırlık veren havası dağıl-
mış ve türlü geçmek bilmeyen can sıkıcı saatleri tatlı öyküler doldur-
muştu.Bir gün ortadaki hastanın aklına bir fikir geldi.Eğer pencere-
nin önündeki hastaya birşey olursa oraya kendisi geçecek ve onun öy-
külerini dinlemektense,dışarıdaki renkli ve canlı yaşamı kendi göz-
leriyle görecekti.Bu düşünce günlerce kafasına yer etti.Yattığı yer-
den hep bunu düşünüyor ve çareler araştırıyordu.Sonunda onuda buldu
Pencerenin önündeki hastaya bazen kalp krizleri geliyordu.Adam bu
durumda komodinin üzerindeki ilacına güçlükle uzanıyor ve odada hasta
bakıcı olmadığından ilacı kendisi alıyordu.
Bir gece,pencere önündeki hastaya yine bir kriz geldiğinde,ortadaki
hasta büyük bir gayretle doğrularak onun ilacını devirevirdi.Şişe
yere düşmüş ve paramparça olmuştu.Ertesi sabah,pencerenin önündeki
hastayı ölü buldular.Ve onu kaldırdıktan sonra,ortada yatan hastayı
cam kenarına geçirdiler.Adam göreceği manzaranın heyecanıyla dışarıya
baktığında beyninden vurulmuşa döndü.!
Pencerenin bir kaç metre ötesinde,simsiyah bir duvardan başka
hiç birşey yoktu..
|
|
|
|
|
|
 |
|
kuru kemik kaldın daha nereye koşuyon böyle? |
|
|
|
|